doğru, bir yargılar sistemi içinde çelişki olmamasıdır.

Yazan Unknown Tarih 5 Kasım 2012 Pazartesi 0 yorum
Akılcı bir perspektif içinde doğruyu bir yargılar sisteminin çelişmemesi olarak tanımla­yabiliriz. Bu tanım, hem "biçimsel" denen doğruya, hem "deneysel" doğruya uygun düşer.

a)  Biçimsel doğru
Aşağıdaki kıyası göz önüne alalım:
Büyük öncül: Bütün insanlar namusludur.
Küçük öncül: Bay Dupont bir insandır.
Sonuç             : O halde Bay Dupont namusludur.
"Bay Dupont namusludur" sonucu, mantıksal açıdan düzgündür. O, öncüllerle çelişki içinde değildir. Sonuç, büyük öncüle özdeştir, çünkü küçük öncül bana Bütün insanlar (namusludur) ifadesi yerine Bay Dupont ifadesini geçirme hakkını vermektedir. (Çünkü Bay Dupont "insanlar" sınıfı içine girmektedir).
"Bay Dupont namusludur" sonucu öncüllerden ötürü biçimsel olarak doğrudur, çünkü bu sonuç öncüllerin aynıdır, öncüllerle aynı şeyi söylemektedir, çünkü "totolojik"tir. An­cak öncüllerin kendileri gibi sonuç da içerik bakımından yanlış olabilir. Bay Dupont'un namuslu olmaması mümkündür, çünkü bütün insanların namuslu oldukları hiç şüphesiz yanlıştır. O halde biçimsel doğru, gerçeği bilmez; o sadece zihnin kendi kurallarına uygun
olandır. Biçimsel doğrunun başarı kazandığı alan, matematiktir. Örneğin, bir üçgenin açı­larının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu söylemekteyim. Bu doğru mudur, yanlış mı? Eğer Euklides'in postülalarını kabul ediyorsam, doğrudur (çelişik değildir), ama eu- klidesçi olmayan bir aksiyomatiği kabul etme kararı verirsem, yanlıştır (çelişik).
b) Deneysel doğru
"Şu anda yağmur yağıyor" şeklinde bir önerme sadece biçim bakımından değil, içerik bakımından, deneysel olarak doğru olduğu iddiasındadır. O, gerçeğe ilişkin bir iddiadır. Ancak burada da doğrunun ölçütünün, yargılarımın çelişmemesi olduğu, maddi bir veri üzerine beyanlarımın uygunluk ve özdeşliği olduğunu göstermek kolaydır. "Yağmur ya­ğıyor" demekteyim, çünkü işimle meşgul olurken su damlalarının penceremin camına vurduğunu duymaktayım. Bu tekil yargı, ancak doğru olduğu ortaya konduğunda, baş­ka deyişle şu anda farklı deneysel durumlarda gerçek hakkında ortaya atabileceğim çeşit­li yargılara ters düşmediği takdirde doğru olarak göz önüne alınabilir. Örneğin, pencere­ye giderim, yağmurun yağdığını görürüm ve aşağıda yolun ıslanmış olduğunu saptarım. Bütün bu yargılar, yani "Su damlalarını duyuyorum", "Yağmuru görüyorum", "Yol ıslak­tır", birbiriyle çelişmemektedir. O halde yağmurun yağdığı doğrulanmıştır.
Ancak tam, kesin bir doğrulama mümkün müdür? Kesin bir doğruyu keşfetme gücü­ne sahip miyiz? Gerçekten kuramsal ölçütleri belirlemek yetmez, aynı zamanda onların pratikte uygulanıp uygulanmadıklarını bilmek gerekir. Acaba erişilebilir tek bir doğru var mıdır? Şüphecilik, bu soruya olumsuz yönde cevap verir.

0 yorum:

Yorum Gönder