Felsefe tarihini, bu ilk ve en yaratıcı dönemi sistematik ve sınıflayıcı bir biçimde ele alan kitap, sırasıyla Sokrates-öncesi Doğa felsefesini (Milet Okulu, Pythagorasçılar, Elea Okulu, Herakleitos ve Plüralistleri) Sokrates ve Sofistlerin insan üzerine felsefesini, Platon ve Aristotelesin geniş kapsamlı sistemlerini ve nihayet Helenistik dönemin dört önemli felsefe okulunu (Epikürosçuluk, Stoacılık, Şüphecilik ve Yeni Platonculuk) tanıtmaktadır.
İlk Çağ Felsefesi Tarihi [W. K. C. Guthrie] Gündoğan Yayınları, Çeviren: Ahmet Cevizci
DEVAMINI OKU>>>
İlk Çağ Felsefesi Tarihi [W. K. C. Guthrie] Gündoğan Yayınları, Çeviren: Ahmet Cevizci
Felsefeyi akademinin, hayattan soyutlanmış kavramlarının insani pratikleri ve tecrübeleri tam olarak yansıtmayan sınırlı ve dar çerçevesine hapsetmek yerine hayatın tazeliğine ve canlılığına temas eden, evrende bulunan her şeyi tam olarak kuşatan bir genişlikle ele almak gerekir.
Aksi halde, küçük bir çevrenin anlaşılması ve paylaşılması son derece zor akademik ilgilerinin tutsağı olmuş bir düşünce evreni ortaya çıkar ki bu, her türlü entelektüel etkileşimi ve aynı zamanda geniş kitlelerin bu yöndeki ilgilerini dışarıda bırakır. Bunun bir sonucu olarak toplumsal ve bireyler arası çatışma ve gerilim yaratan genel bir basiretsizlik hali olarak karşımızda beliren mevcut durumda, akıldan ve sağduyudan uzak, hayatın ve insani dünyanın temel problemleri üzerinde asgari bir tartışma, konuşma ve en önemlisi düşünme pratiği oluşturamamış bir topluluğun gürültücülüğü ve "idare ediciliği" daha iyi anlaşılır.
Sakin, tutarlı, ölçülü bir biçimde İyi, Güzel, Doğru hakkında yetkin ve upuygun sorular sormanın, varolan her şey hakkında hayattan hiçbir zaman ayrı düşmeyen bir kavramsal zeminde yöntemsel ve sistematik düşünmenin örnekleri ise çok fazla değildir.
T. Mengüşoğlu güncelliğini koruyan bu eseriyle, özellikle Nietzsche ve Scheler'i takip ederek bize, hayatın hem pratik hem de teorik alanlarında yeni ufuklar açan doğru düşünmenin imkânlarıyla ilgili ipuçları veriyor ve felsefenin herkes için ulaşılabilir olduğunu gösteriyor.
Felsefeye Giriş [Takiyettin Menguşoğlu] - İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1958
Arka Kapak:
Başta Homeros ve Hesiodos olmak üzere şairlerin tanrı sal ilhamlarla ve edebi inceliklerle örülü şiirsel dünya larına yöneltilmiş felsefi bir şiir ve sanat eleştirisi niteli ğini taşımaktadır. Sokratesin tanımıyla okuyucusunu büyüleyip kendine çeken bir Magnesia taşı gibidir.
ion - platon, meb yayınları, çeviren: ilhan bozkurt
Aşk Üzerine [Alain de Button], *sel yayıncılık
1. Aşağıdakilerden hangisi insan haklarının gelişip güçlenmesine engel olur?
a) İnsan hakları konusunda çalışma yapan sivil toplum örgütlerinin varlığı
b) İnsan haklarını korumak amacıyla uluslararası organların geliştirilmesi
c) İnsan haklarının her ülkenin kendi iç sorunu sayılması
d) Teröre karşı uluslararası mücadele yürütülmesi
2. 10 Aralık 1948’de kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” ile ilgili
aflağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Sözleşmeye devletlerin katılımı büyüktür.
b) Sözleşme insan hakları konusunda etkili denetim mekanizmalar› getirmiştir
c) Sözleşme insan haklarını evrensel düzeyde ele alan ilk belgelerden biridir.
d) Sözleşme bağlayıcı olmaktan çok ideal olanı dile getirir niteliktedir.
3. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Konseyinin insan haklarının korunmasıyla ilgili
denetim görevi yoktur?
a) Bakanlar Konseyi
b) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
c) Parlamenterler Meclisi
d) Konsey Sekreterliği
4. Aşağıdakilerden hangisi insan haklarının korunması konusunda görev yapan uluslararası
sivil toplum örgütlerinden birisi değildir?
a) Lahey Adalet Divanı
b) Uluslararası Kızılhaç Komitesi
c) Uluslararası Af Örgütü
d) Green Peace
5. Aşağıdakilerden hangisi insan haklarının gelişmesine evrensel ölçekte zarar veren
durumlardan birisi değildir?
a) Terörün uluslararası boyut kazanması
b) Savaşlar ve iç çatışmalar
c) ülkeler arası kalkınma farkları
d) sivil toplumun duyarlılık kazanması
6. 1982 Anayasasının 90. maddesinde yer alan “Usulüne göre yürürlüğe konulmufl
milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.” hükmü ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi doğrudur?
a) Yasama organını güçsüz kılar.
b) Demokratikleşmeyi hızlandırır.
c) Türkiye’nin bağımsızlığını zedeler.
d) Hukuk devleti ilkesini zedeler.
7. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hangi yıl imzalanmıştır?
a) 1949
b) 1950
c) 1951
d) 1952
8. Türkiye Avrupa Konseyine hangi yıl katılmıştır?
a) 1949
b) 1950
c) 1951
d) 1952
9. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine dava açabilmek için
gerekli bir şart değildir
a) Dava konusunun sözleşme maddeleri arasında yer alam bir hakkın ihlaliyle
ilgili olması
b) Kendi ülkesinde iç hukuk yolunun tükenmiş olması
c) Ülkesinin izin vermesi
d) Zaman aşımına uğramamış olması
10. Birleşmiş Milletler Örgütü İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni ne zaman
Yayınladı?
a) 1945
b) 1946
c) 1947
d) 1948
11.Aşağıdakilerden hangisi Demokrasi ile çelişir?
A-)Halk egemenliği
B-)Tek partili seçim
C-)Çok partili seçim
D-)Parlamento
12.Aşağıdakilerden hangisi devletin vatandaşa karşı görevlerinden biridir?
A-)Temel hak ve hürriyetleri korumak
B-)Vergi vermek
C-)Kanunlara uymak
D-)Barış antlaşması imzalamak
B-)Vergi vermek
C-)Kanunlara uymak
D-)Barış antlaşması imzalamak
13. Aşağıdakilerden hangisi seçimle belirlenmez?
A)Başbakan
A)Başbakan
B)Milletvekili
C)Muhtar
D)Kaymakam
D)Kaymakam
14. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının değiştirilemez niteliklerinden biri değildir?
A) Başkenti Ankara dır
A) Başkenti Ankara dır
B) Dini Islam dır
C) Dili Türkçedir
D) Türkiye Devleti bir cumhuriyettir
15. Aşağıdakilerin hangisi Temel Insan Haklarından biri değildir?
A)Yaşama Hakkı*
B)Kişi Dokunulmazlığı
C)Eğitim Hakkı* * *
D)Özgürlükleri sınırsız kullanma hakkı
A)Yaşama Hakkı*
B)Kişi Dokunulmazlığı
C)Eğitim Hakkı* * *
D)Özgürlükleri sınırsız kullanma hakkı
16. I. Dünya Savaşında aşağıdaki insan haklarından en çok hangisi ihlal edilmiştir?
A)Yaşama Hakkı
A)Yaşama Hakkı
B)Eğitim Hakkı
C)Dilekçe Hakkı
C)Dilekçe Hakkı
D)Seçme Seçilme Hakkı
17. Dilekçeye en geç kaç gün içinde cevap yazılmalıdır?
A)1
A)1
B)7
C)3
D)60
18. Yasama yetkisi hangi kuruma aittir?
A)Başbakan
A)Başbakan
B)Mahkemeler
C)TBMM
C)TBMM
D)Anayasa Mahkemesi
19. Aşağıdakilerden hangisi İnsan Haklarının özelliklerinden biri değildir?
A)Doğuştan sahip olunan özelliklerdir
B)Insan hakları verilmez, tanınır
C)Dokunulmaz, vazgeçilmez,devredilmez haklardır
D)Insan hakları gelişmiş ülkelerde geçerlidir
A)Doğuştan sahip olunan özelliklerdir
B)Insan hakları verilmez, tanınır
C)Dokunulmaz, vazgeçilmez,devredilmez haklardır
D)Insan hakları gelişmiş ülkelerde geçerlidir
20. Aşağıdakilerden hangisi Anayasalarımızın kabul edildiği tarihlerinden biri değildir?
A) 1924
A) 1924
B) 1948
C) 1961
D) 1982
Dünyadaki tüm güzel şeyleri gözlerinizin önüne getirin. Herhangi bir ortak noktaları var mı? Hepsinin güzel olduğu gerçeğini ne açıklar? Platon’a (MÖ 427-347) göre her iki soruya da verilecek cevap, güzellik diye bir form veya bir idea olduğu ve güzel şeylerin o formla bir ilişkisi olduğundan ötürü güzel olduğudur. Platon, sadece güzellik formunun değil, aynı şekilde işlev gören pek çok formun var olduğuna inanıyordu. Dünyadaki bütün kızıl şeylerin nedeni olan kızıllık formu, dünyadaki bütün iyiliklerin nedeni olan iyilik formu vardır. Ve bu böyle devam eder.
Platon için formlar, örneğin; güzellik gibi, zamansız ve değişmezdir. Üstelik güzellik formunun kendisi de güzeldir. Güzel olmaktan başka bir özelliğe sahip değildir ve sınırsız ve mutlak bir biçimde güzeldir. Diğer güzel şeyler büyüklük ve şekil gibi ek özelliklere sahiptirler ve sadece sınırlı bir derecede güzeldirler. Tek tek tüm güzel şeyler güzellik formundan pay aldıkları için güzeldirler. Platon bir formdan pay almayı kusurlu bir taklit olarak görüyordu. Dolayısıyla tek tek güzel olan şeyler güzelliği taklit eder ancak sadece bir noktaya kadar.
“Platon, ruhlarımızın bedenlerimizden çok daha uzun zamandır var olduklarına ve bedenlerimizin ortaya çıkışından önce öteki dünyada formlarla doğrudan karşılaştıklarına inanıyordu. Gerçek bilgi formların bilgisidir, ama formların bilgisi duyularla elde edilemez, çünkü her şeyden öte formlar fiziki dünyada değildirler. Bu nedenle formlara dair bilgimiz, yani gerçek bilgimiz, öteki dünyada formlarla ilk karşılaşmamızın hatırası olmalıdır. Bu yüzden, öğrenme sandığımız şey aslında sadece hatırlamadır.
EK BİLGİLER:
1. Platon, formlar kuramını, hocası Sokrates’in son saatlerini anlattığı Phaidon diyalogunda sunar. Bu kuram Sokrates tarafından dile getirilir ama pek çok araştırmacı bunun Sokrates’in değil, Platon’un görüşü olduğunu düşünür.
2. Sokrates, Menon diyalogunda eğitimsiz bir kölenin Öklid’in bir ispatını anlayabileceğini göstererek hatırlayarak öğrenme kuramını savunur.”
Alıntı Şuradan:: David S. Kidder - Noah D. Oppenheim. “Entellektüelin Kutsal Kitabı" Maya y.
DEVAMINI OKU>>>
Platon için formlar, örneğin; güzellik gibi, zamansız ve değişmezdir. Üstelik güzellik formunun kendisi de güzeldir. Güzel olmaktan başka bir özelliğe sahip değildir ve sınırsız ve mutlak bir biçimde güzeldir. Diğer güzel şeyler büyüklük ve şekil gibi ek özelliklere sahiptirler ve sadece sınırlı bir derecede güzeldirler. Tek tek tüm güzel şeyler güzellik formundan pay aldıkları için güzeldirler. Platon bir formdan pay almayı kusurlu bir taklit olarak görüyordu. Dolayısıyla tek tek güzel olan şeyler güzelliği taklit eder ancak sadece bir noktaya kadar.
“Platon, ruhlarımızın bedenlerimizden çok daha uzun zamandır var olduklarına ve bedenlerimizin ortaya çıkışından önce öteki dünyada formlarla doğrudan karşılaştıklarına inanıyordu. Gerçek bilgi formların bilgisidir, ama formların bilgisi duyularla elde edilemez, çünkü her şeyden öte formlar fiziki dünyada değildirler. Bu nedenle formlara dair bilgimiz, yani gerçek bilgimiz, öteki dünyada formlarla ilk karşılaşmamızın hatırası olmalıdır. Bu yüzden, öğrenme sandığımız şey aslında sadece hatırlamadır.
EK BİLGİLER:
1. Platon, formlar kuramını, hocası Sokrates’in son saatlerini anlattığı Phaidon diyalogunda sunar. Bu kuram Sokrates tarafından dile getirilir ama pek çok araştırmacı bunun Sokrates’in değil, Platon’un görüşü olduğunu düşünür.
2. Sokrates, Menon diyalogunda eğitimsiz bir kölenin Öklid’in bir ispatını anlayabileceğini göstererek hatırlayarak öğrenme kuramını savunur.”
Alıntı Şuradan:: David S. Kidder - Noah D. Oppenheim. “Entellektüelin Kutsal Kitabı" Maya y.